Sezonun ikinci yarısı da, ilk yarısında olduğu gibi gergin başladı bizim için. Her maçtan önce rakip farketmeksizin “acaba bu maçı kazanabilecek miyiz?” Endişesi yaşıyoruz. Kazanmayı unuttuk resmen. Dile kolay, bu haftaya kadar koskoca Fenerbahçe 6 süperlig maçını kazanamıyor. Neyse, yine çok şeyi sineye çekelim…
Muhteşem bir taraftar desteği ile başladık maça. Hatta ‘itikadı kuvvetli bir taraftarımız’ maç başlamadan önce sahaya ‘okunmuş buğday’ serpti. Duanın cevabı rabbimizden hemen geldi,
2. Dk çok güzel bir organizasyon ile golü attık. Maça 1-0 başladık resmen. Yani, maç Festival havasında başladı.
Malatya ilk 10 dk. kaleyi göremedi bile. Buna rağmen etkisiz bir oyun oynadık desek abartmış olmayız. Pozisyon üretmek istedik ancak sonuca gidemedik.
28. Dk kornerden gelen topu kalemizde gördük. Volkan Demirel yine günündeydi resmen! Gelen topa boşa çıkıp tekrar kalesine döndüğünde ideal yerini kaybetmişti çoktan. 31. dakikada Mehmet Ekici mükemmel bir frikik golü ile yeniden sahneye çıktı ve takımımızı bir kez daha öne geçirdi. İlk yarıda çok sert bir mücadele vardı sahada. Çoğu atağımız faul ile kesildi. Anadolu kulüplerinin sadece para ile başarı elde edilemeyeceğini son dönemlerde yaptıkları çıkış ile gösterdiği gibi, fizik gücü yerinde olmadan sadece isim ve teknik ile de mücadele kazanılamayacağını gösterdi. Malatyaspor. İlk yarıda resmen ayaklarımızı yerden kesti! Sahada dayak yedik resmen. İlk yarıda çıkan 6 sarı kart oyunun sertlik derecesini gösteriyor zaten…
Ayew benzia çok etkisiz kaldı.
Soldado net bir pozisyonu harcamasından dolayı olacak ki, o andan itibaren maçın sonuna kadar kayboldu sahadan.
Dirar yine yarım futbolcu.
Defans skrtel olmadan pamuk şeker…
Hasan Ali kaldırım çok şükür fazla ileri çıkmadı. Zira çok açılınca mutlaka defansta açık veriyor.
İlk yarının sonunda kalemizi yine tutamadık, kaleyi bulan ikinci şutları da gol oldu rakip takımın.
Volkan resmen EYT ( emeklilikte yaşa takılanlar) modundaydı bu akşam…
Kanat ataklarında gelişme var. Ama sonuca gitmekte hala zorlanıyoruz. Olsun bu da bir gelişme…
Ali Koç Allah’ını seversen takıma genç futbolcu al!
İkinci yarıda yine orta alan mücadelesi devam etti. Sürekli pozisyon arayan, arzulayan ve gücü bitene kadar mücadele eden bir takım vardı sahada. Ancak ne yazık ki gücümüz en fazla 70 dk. sürüyor. Kazandığımız penaltı vuruşunu Mehmet Ekici ile gole çeviremeyince yeniden korku düştü içimize. Yeri gelmişken penaltı pozisyonunda Malatyalı Erkan’ a ikinci sarı kartı göstermeyen Ali Palabıyık maçın genelinde gösterdiği düşük performans nedeni ile ağır bir şekilde kınıyorum!
Yeni transferimiz Moses bu akşam ilk maçına çıktı. “Moses de iş var.” Çok can yakacağa benziyor. Ama erken beğenip de hayal kırıklığı yaşamak istemiyorum. Yine mi 3 puana hasret kalacağız derken 86. dk da kornerden gelen topu gole çeviren Topal, yüreklerimize su serperken, bütün camiayi da ipten almış oldu. Bu sezon ilk defa bir süper lig maçında 3 gol atmanın heyecanı da vardı! (düşünün nasıl heyecanlı geçiyor sezon) Ben Ersun Yanal’ı günahım kadar sevmiyorum, takımda başarılı olacağını da düşünmüyorum. Ancak takımın menfaatleri için desteklemek zorundayız (m). Öyle yerlere göklere sığdıramadığımız Ersun Yanal’in aslında bir kahraman olmadığını herkes görür umarım. Sezon sonunda yapılan yanlış transferler Ersun Yanal’a yaradı diye düşünüyorum. Hep işin kaymağında olan insanlar sürekli kazanamazlar! Ali Koç’a bir şeyler söylemek için devre arası transferlerinin bitmesini bekliyorum! Velhasıl renktaşlarım, bu sezon bir an evvel bitse de derin bir nefes alsak…