Uyan fenerbahçem! Uyanın sevgili Fenerbahçeliler! Uyanın Fenerbahçe’yi yöneten saygı değer iş insanları! Fenerbahçe parayla değil, inançla yönetilir, sevgiyle yönetilir, hırsla yönetilir; Fenerbahçe çubuklu forma ile yönetilir. Çıkarın binlerce liralık takım elbilerinizi ruhunuzdan! Çubuklu forma ışıldasın üzerinizde!

Geçen hafta kazanılan 3 Puan, özgüven kazanmak adına çok değerliydi. Üst üste iki maçı kendi sahamızda oynamamız ise büyük fırsat. Artık alıştığımız, üzerinde pek fazla oynanmayan bir 11’imiz var. Bu  da takımın oyun alışkanlığı ve futbolcuların maç devamlılığı açısından oldukça pekiştirici oluyor. Ersun Yanal farkını göstermeye başladı. İlk düdükle birlikte bütün gücüyle saldıran bir Fenerbahçe var sahada. Bununla birlikte şuan için oyunu forse etme süremiz 15 dk’yı geçmiyor maalesef. Ersun Yanal’ın Nisan ayında şampiyon yaptığı takımın seviyesi ile bu takımın seviyesini karıştırmayın lütfen. O sezon neredeyse 90 dk. baskılı oynayabilecek kalite ve güçte oyuncu grubumuz vardı. Şimdi ise hemen her oyuncumuz. 70. dakikayı zor görüyor. Atak organizasyonlarımız gelişti, takımın pas yapma kalitesi daha ileri seviyelerde ancak Soldado gibi tecrübeli oyuncular kaleci ile karşı karşıya yakaladığı pozisyonları gole çeviremedği müddetçe rahat maçlar izleyemeyeceğiz. Yeni transfer olarak görünen Dirar sağ kanada can verdi. Ayew’in ise asıl bölgesi olan sol kanatta oynamaya başlaması, daha etkili bir oyun ortaya koymasını sağladı. Zaten Ayew’in sağ kanatta oynatılmasından hiçbir zaman memnun olmamıştım! İsla kendisinden beklenen performansı sergilemeye başladı. Bitmeyen  enerjisinin yanında bir de daha isabetli ortalar açmayı başarsa keşke. Belki de sezon sonu transferi için kendisini takip eden takımlara  şimdiden göz kırpıyor, kim bilir… Göztepe ile sezonun ilk yarısı oynamış olsaydık, muhtemelen favori rakip takım olacaktı! İşin aslı, 2. golü atana kadar eminim ki rahat nefes alamamıştır maçta. Ataklarımızın hemen hepsi Dirar, İsla ve Mehmet Ekici’nin oluşturduğu üçgenlerden ortaya çıktı. Bu 3’lü uyumun karşılığını dün akşam sahada aldık;  ama henüz uzaktan şut çekmeyi, göbekten atılan derinlemesi pasları göremedik. Hücümda alternatifli planımız olmazsa, elimizdeki bu süpersonik üçlüye yapılacak acımasızca bir faul bütün etkimizi alıp götürür. Örneğini dün akşam Sadık’a yapılan faulde gördük. Şükür ki çok büyük bir sakatlık olmadı, sadece önümüzdeki kayseri maçını kaçıracak yeni transferimiz. Moses’e bu hafta da büyük cümleler kurmuyorum; ancak haftaya da aynı katıkıyı gösterirse, belki bir paragaf yazarım onun için… Ersun yanal seçimini doğru bulmamama rağmen, 3 puanın yüzü sıcak geldiği için kendisine karşı şahsi görüşlerimi bir kenara bırakıyorum bu haftadan itibaren. Objektif yorumlar yapacağım kendisi hakkında…

Ali koç bugün yaptığı açıklamada, medyanın ve birtakım çevrelerin kendisine ve yönetmine sistemli bir şekilde saldırdığını söylemiş. Ali bey, şirkelerinizi nasıl koruyor iseniz bu takımı şirketlerinizden daha fazla korumak mecburiyetindesiniz! Sizden ricam, artık şu ağırlığınızı koyun bir zahmet; ya da çekilin başkanlıktan!

Comolli’ye tavsiye

Devre arası transfer sezonunu Moses, Serdar Aziz, Tolgay, Sadık ve Miha Zajc’i kadromuza katarak tamamladık. Bana göre sezon  başı transfer döneminden daha başarılı bir operasyon oldu. Zannediyorum busefer Comolli kalpazanı transfer önerisinde bulunmadı! Mümkünse bundan sonra sadece transfer görüşmelerine kaılıp, 100 Euro için pazarlık yapsın!

* Küfür, hakaret, rencide edici ve büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmayacaktır.